Değerli Okuyucular, Kıymetli ve Sevgili Dostlar, Sonbaharın son bir ayına girdik. Bulunduğumuz bölge Batı Karadeniz olduğu için kış mevsimi olan 21 Aralık gelmeden bazen kar yağıp erken kış gelebilir. Bunun için yakacak, yiyecek, giyecek vb ihtiyaçlarımızı temin edip kışa hazırlanmamız gerekir.
10 Kasım 2021 Çarşamba günü bölgemizin yüksek kesimlerinde azda olsa kışın habercisi olan beyaz örtü kendini gösterdi. Kırağılar yağmaya başladı. Atalarımız : ''Yazın sıcakta terleyen kışın üşümez, Yazın başı pişenin kışın aşı pişer, Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşıla, Kavak, yaprağını tepeden dökerse kış çok olur, Palamut çok biterse kış erken olur. '' diyerek bize hazırlık yapmamızı öğütlemişlerdir. Yine hazırlık yapmayanlar için atalarımız : ''Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü, Dağ başına kış gelir insanın aklı başına gelir, Kalendere kış geliyor demişler. Titremeye hazırım demiş. '' gibi uyarıcı sözleri söylemişlerdir.
Kış mevsimi zorluklarla doludur. Kar, tipi, dolu, yağmur, soğuk, fırtına… Bu kelimeler insana çok uzak ve sevimsiz gelse de kış mevsiminin zorlukları ile birlikte güzellikleri de vardır. Kış mevsimi insanların bir araya gelmesine yardımcı olur. Yazın tatil amacı ile kendilerini sokaklara atan farklı farklı yerlere dağılan insanlar kış mevsiminin gelmesi ile birlikte evlerine geri döner, evlerinde daha çok zaman geçirmeye başlarlar. Kış misafirlikleri başlar. Kış misafirlikleri köyde daha başkadır. İnsanlar yazın bağda, bahçede çalıştıkları için gidip gelmeler fazla olmazken kışın tarla işi bağ, bahçe işi bittiği için gidip gelmeler daha fazla olur. Bu mevsimde akla ilk gelen şeyler kar, kartopu ve kardan adam gelir.
Bu kavramlar her ne kadar soğuk olsa da bizlere çocukluğumuzu hatırlatarak içimizi ısıtır. Hangimiz çocuk olmadık, hangimiz karda kardan adam yapmadık ki? Kışın gelmesi ile birlikte hayatımız çok daha değişir. Sıcak havaları seven insanlar kış gelmesi ile soğukla karşı karşıya kalırlar. Bazıları, üşüdükleri gibi hasta olarak kış mevsimini hastalıkla geçirirler. Özellikle eskiden grip oldum diyerek önemsemediğimiz hastalıklar bugün koronaya geçiş yapıyor.
Zayıf düşen bünyeleri çok seven korona hepimizin korkulu rüyası oldu. Uzmanlar bu kış mevsiminin çok zor geçeceğini söylüyor. Son iki yıldır kış mevsiminin güzelliklerini yaşayamaz olduk. Komşularımıza şüphe ile yaklaşmaya, markete bile gitmeye korkar olduk. Bu musibet hastalığa karşı nedense toplumsal bir hazırlık yapamıyoruz. Her gün yetkililer aşı olun diye çağrı yapıyor ancak aşı karşıtları hep olumsuzlukları gündeme getirip insanları korkutuyor. Doktorlara, uzmanlara inanmayan bu inatçı kesim her şeyi berbat ediyor.
Toplumsal bağışıklık kazanmamızı engelliyor. Aslında bu şekilde davranıp kul hakkına, komşu hakkına giriyorlar. Bilime inanan insanlar mutlaka en az iki aşı olup hatırlatma dozu olan 3. dozu yaptırmalıdır. Ben iki sinovac aşısından sonra korona oldum. Çok şükür herhangi bir sıkıntı olmadan atlatıp daha sonra iki kere de Biontech aşısını oldum. Tedbir bizden, takdir Allah'tan. Biz yine de her türlü tedbirlerimizi alıp daha kalın giysiler giymeye, uzmanların görüşlerini dikkate almaya çalışalım. Kış mevsiminin değişik sebze ve meyveleri olan portakal , havuç , mandalina , kivi , turp vb. bolca tüketip bağışıklık kazanmaya çalışalım.
Ağaçların yapraksız kaldığı, yeşilliğin yok olduğu , insanların evlerine çekildiği bir mevsimdir kış. Kış denilince akla gelen ilk şey kar yağmasıdır. Karın yağması insanın içine farklı bir duygu verir. Doğayı kaplayan beyaz örtü ölümü hatırlatır. Giden gençliği, yaklaşan ölümü hatırlatır. Ömer Hayyam'ın dediği gibi :
Gençlik bir kitaptı okuduk bitti,
Canım bahar geçti çoktan kış şimdi,
Hani sevincin o cıvıl cıvıl kuş,
Nasıl ne zaman geldi, nasıl gitti?
Hayat devam ediyor değerli okurlarım ve dostlarım. Son nefesi verinceye kadar bu hayat mücadelesine devam edeceğiz. Tabiatın kanunu bu. Yalnız, nasıl biz insanlar hayatın zorlukları için önlem alıyor, mücadele ediyorsak bu evreni bizimle paylaşan diğer canlıların yaşam hakkına saygı duymalıyız. Evlerimizde beslediğimiz hayvanları, sokaklardaki kimsesiz hayvanları, yuvası olmayan yiyecek peşindeki kuşları, ormanlarda bir ağacın altına veya taş oyuğuna sığınmış yiyecek arayan yaban hayvanlarını düşünüp bunlara yardımcı olmalıyız.
Yaban hayvanlarından bölgemizde çok görülen Karaca ve Geyiklerin şubat ayına kadar üreme dönemi. Bunları avlamak için hayal kuranlara bir sözüm var : ''Yuva yıkanın yuvası olmaz. '' Ölümün avcılık yaptığı bir dünyada kuşku ve pişmanlık için zaman yok ancak kararlar için zaman var. Bu hayvanların her zaman avı yasak. Bir Karaca nın cezası altmış bin lira. Devletimiz bu kötü amaçlı kişilere göz açtırmıyor. Foto kapanlarla bunları yakalıyor. Halkımızın da bunlara göz yummaması lazım. Oto kontrol yapıp gereğini yapalım. Bölgemiz doğal hayatın en güzel yöresi. Bu doğal hayatın dengesini korumak için hepimize görev düşüyor. İlgililere yardımcı olmalıyız.
Bu arada kış mevsiminde kullandığımız soba, doğalgazla ilgili önlemleri alıp, araçlarımıza kış lastiklerini taktıralım. Buz vb tehlikelerine karşı dikkatli olalım.Unutmayalım : ''Baharı hayal edemezsen kış çekilmez. Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı vardır. Kışın en güzel yanı, doğayı temizlemesidir. '' Dün öğrencilerimiz ilk ara tatile başladı. Onlara tavsiyem bu tatilde dinlenip bolca kitap okusunlar. Tüm okuyucu ve dostlara korana ve her türlü hastalıklardan uzak olarak ilkbahar ve güneşli günlere ulaşmamız dileklerimle sağlıkla , insanca , dostça kalın, hoşça kalın.