Yılda iki defa kutladığımız mübarek Ramazan ve Kurban Bayramları’nda dışarı göç eden hemşehrilerimiz Dörtdivan’a geldiklerinde Dörtdivan kalabalıklaşıyor, neşe doluyor. Uzun süre göremediğimiz eş, dost ve akrabalarımızı, arkadaşlarımızı bayramlar vasıtasıyla görme fırsatı yakalıyoruz. Bayram tatili sona erip de tatile gelenler gurbete dönmeye başladıklarında içimizi garip bir hüzün kaplıyor ve bayram öncesi sessizliğimize, yalnızlığımıza geri dönüyoruz. Eminim gurbete gidenler de ayrılığın hüznünü taşımaktadırlar.
Bu yıl farklı bir şey oldu ve Dörtdivan Belediyesi üst üste iki futbol turnuvası düzenledi. Birincisi Ramazan Ayı’ndan önce yapıldı bir anlamda deneme mahiyetinde bir turnuvaydı. İkincisi ise Ramazan Bayramı’nın hemen ardından düzenlendi ve Kurban Bayramı’nın dördüncü günü final oynanması planlandı. Yani yaklaşık iki aylık bir futbol şöleni Dörtdivanlılara hediye edildi. İki Bayram arası da bayram tadında geçmesi tasarlandı.
Normalde bayramların üçüncü gününden itibaren Dörtdivan’daki bayram kalabalığı azalmaya başlarken, bu yıl futbol turnuvası sayesinde haftanın beş günü Dörtdivan’a gelen giden eksik olmuyor. Bu şu demek; Bayram tatillerinin sonunda gidişleri bizi hüzne boğan hemşehrilerimiz, turnuva sayesinde Dörtdivan’a geliyorlar, bizimle beraber bir etkinliği paylaşıyorlar. Maçların sonucuna göre beraber seviniyoruz ya da beraber üzülüyoruz. Daha da önemlisi, ömrümüzde hiç görmediğimiz hemşehrilerimizi görme ve tanıma fırsatı buluyoruz. Birlikte futbol merkezli sohbetler eşliğinde çaylarımızı yudumluyor yemeklerimizi yiyoruz.
Eğer bu futbol turnuvası olmasaydı, her zamanki bayram sonrası yalnızlığımızla başbaşa kalacaktık. Gurbettekiler de iş güce dalacak, kimse kimseyi göremeyecekti. Elde ettiklerimiz turnuvanın sonunda kazanılacak olan şampiyonluktan daha değerli. Şampiyonluktan daha değerli kazanımlar yakalamışken, bir oyun için birbirimizin kalbini kırmaya, hakaretler, küfürler ve tehdtler savurmaya gerek var mı? Hepimiz bu memleketin çocuklarıyız. Birbirimizin başarısını tebrik etmeyi ve üzüntüsünü paylaşmayı bilmeliyiz. Futbolun verdiği geçici sarhoşlukla çirkin hareket yapıp, içtikten sonra ayılan ve ben ne yaptım diyerek pişman olan sarhoşların durumuna düşmemeliyiz.
Dörtdivan’daki 24 köy ve 8 mahallenin hepsi bizim. Kim şampiyon olursa bilmelisiniz ki hepimiz şampiyon oluyoruz. Kim yenilirse hepimiz yeniliyoruz. Yenilen takımlara çirkin ifadeler kullanmak, yenen takımların da başarısına gölge düşürmek sahibinin karakterini gösterir. Gelin hep birlik olalım, Dörtdivan’ın medeni ölçülerde her türlü sosyal ve sportif etkinliği düzenleyebileceğini herkese gösterelim. İki bayramı birleştiren bu futbol şöleninin sabote edilmesine izin vermeyelim.
Mutlu Bilge
17.07.2017 / BOLU
